İsrail ve Kudüs

Nüfus:  8,849,600

Yüzölçümü:  20,770 / 22,072 km2

Din:   İsrail devletinin resmi dini yoktur ancak devletin tanımında "Yahudi ve demokratik" yer alır. Bu durum Yahudilik inancı ile güçlü bir bağlantı oluşturur, aynı zamanda devlet hukuku ile dini hukuk arasında bir çatışma yaratır. Siyasi partiler, büyük ölçüde İngiliz Mandası döneminde var olduğu gibi din ve devlet arasındaki dengeyi korur.
İsrail topraklarında Musevi inancı hakimdir. İsrail'de Yahudiler en büyük nüfusu oluştururlar. Yahudilerin kendi aralarında mezhepsel farklılıkları olabilir.
Müslümanlar İsrail'in en büyük dini azınlığını oluşturmaktadır. Nüfusun %2'si ise Hristiyan'dır. Bu Hristiyan nüfusun çoğunluğu yurt dışından gelen göçmenlerdir. İsrail'de Budizm ve Hinduizm inancına mensup insanlar da vardır. Fakat bu inanca mensup insanlar yasa dışı göçle ülkeye geldikleri için İsrail'deki Budist ve Hindu nüfus tam olarak bilinmemektedir. Kudüs, Müslümanlar ve Hristiyanlar için büyük önem taşır. Batı Duvarı, Tapınak Dağı, Mescid-i Aksa Cami ve Kutsal Mezar Kilisesi İsrail'deki Müslüman ve Hristiyanlar için önemlidir.

Diller:  İsrail'de İbranice ve Arapça olmak üzere iki resmî dil vardır. İbranice devlette en çok konuşulan ve kullanılan dildir. Arapça ise İsrail'de sadece Arap azınlıklar tarafından kullanılır. İsrail'de İngilizce resmî dil değildir fakat tabelalarda İngilizce yer alır. Aynı zamanda okullarda İngilizce eğitimi verilir. Televizyonda İbranice yayın yapan kanallar sıklıkla olsa da İngilizce yayın yapan medya kuruluşları da vardır. İsrail'de günlük hayatta göçmen nüfus nedeniyle pek çok farklı dil kullanılabilir. 1990 ve 1994 yılları arasında 1 milyondan fazla anadili Rusça olan Yahudi İsrail'e göç etti. 2004 yılında kadar 700.000 Yahudi Fransa'dan göç etti. Yurt dışından göç eden Yahudiler İbranice öğrense bile günlük hayatta ana dillerini kullanabilirler. Bu yüzden Rusça ve Fransızca halk arasında sıklıkla kullanılan dillerdir.

Başkent:  İsrail Meclisi kararına göre başkenti Kudüs'tür. Ancak bu durum Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 478 sayılı kararı nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri dışında uluslararası toplum tarafından tanınmamaktadır. İsrail'deki büyükelçilik ve konsoloslukların büyük çoğunluğu, ülkenin finans merkezi olan Tel Aviv'dedir ve uluslararası toplum tarafından Tel Aviv, İsrail'in başkenti olarak tanınmaktadır.

Sınırları:  Batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Suriye, doğusunda Ürdün, güneyinde ise MısırFilistin ve Kızıldeniz ile çevrilidir.

İklimi:  İsrail Akdeniz iklimi etkisi altındadır. Yazları kurak ve sıcak geçer. Yağmur ancak aralık, ocak ve şubat aylarında yağar. Yıllık ortalama yağış miktarı 1000 mm civarındadır. Yıllık sıcaklık ortalaması yazın 24-32 °C arasında, kışın ise 7 ile 16 °C arasındadır. Bu ortalama Necef Çölü'nde 38 °C’yi aşar.

Doğal Kaynaklar İsrail’in en verimli ve değerli maden yatakları, Lut Gölü bölgesinde bulunan potasyum, sodyum, magnezyum ve tuz kaynaklarıdır. Bakır, kaya fosfatları, manganez, cam toprağı, kaolin, demir cevheri, petrol ve tabii gaz Necef’te bulunur.



Yahudiler 19. yüzyılın ikinci yarısında devlet kurma çalışmalarına başladılar. Arz-ı mev’ut (vadedilmiş topraklar) üzerine devlet kurma çalışmaları ilk önce İngiltere’de görülür. 1848’de İngiliz hükumeti bir genelgeyle Filistin’deki konsoloslarını, Yahudilerin himayesine verdi. 1870’te Yahudi faaliyetlerinin merkezi İngiltere’den Rusya’ya geçti. Siyonist hareketlerin başına geçen Theodor HerzlFilistin’de bir Yahudi devletinin kurulması için birçok çalışmalarda bulundu. Herzl, İngiltere gibi güçlü bir devleti arkasına alarak, gayesine ulaşma çabasındaydı. Herzl bu kapsamda II. Abdülhamit ile iki kere görüşmüş (İlki 17 Mayıs 1901 ikincisi 4 Temmuz 1902 de olmak üzere) her ikisinde de bir netice alamamıştır. Siyonistler, devlet olabilmeleri için bir tarım sınıfına ihtiyaçları olduğunu fark ettiler, bununla birlikte Avrupa Yahudilerinin neredeyse tamamı ticaretle uğraşıyordu, Rusya'da ise tarımla uğraşan Yahudiler mevcuttu. Bu dönemde Rusya'da Yahudilere karşı -özellikle çiftçi Yahudileri içeren- pogromlar ismiyle bilinen bir dizi katliam yaşandı. Katliamlara maruz çiftçi Yahudilere, Siyonistler tarafından ülkeyi terk edip Filistin'e yerleşmeleri teklifi yapıldı. 1870 yılından itibaren çiftçi Yahudiler Filistin toprakları üzerinde tarımsal yerleşme merkezleri kurmaya başladılar. Bununla birlikte, Rusya'yı terk eden Yahudilerin birçoğu Avrupa'ya göçtü. 1870-96 yılları arasında Eretz Israel'de on yedi tarım kolonisi kuruldu.
I. Dünya Savaşı sonunda 2 Kasım 1917’de İngiltere dışişleri bakanı Arthur Balfour'un girişimiyle Balfour Deklarasyonusüreci başlatıldı. Milletler Cemiyeti 1920 yılında, Filistin üzerinde İngiliz mandasını tanıdı. Bundan sonra kurulan bir Yahudi bürosu İngiltere nezdinde Yahudi haklarını temsil etmeye başladı.
Bundan sonraki yıllarda Siyonistler dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış bulunan Yahudi topluluklarını -devlet kurabilmek için etkili bir nüfus oluşturmak gayesiyle- Filistin'e göçmeleri için ikna etme çabalarına girişti. Nazi Almanyası'nın 1930'lardan 1940'ların ortalarına kadar Yahudilere soykırım uygulamaya başlamasıyla Filistin’e büyük bir Yahudi göçü başladı. Filistin’deki Araplar bu göçe karşı koyduklarından İngiltere, Yahudi göçlerinin durdurulmasına karar verdi. Bunun üzerine Sion’a bağlı Askeri Yahudi Teşkilatı Hagana, Filistin’e göç konusunda İngiltere'nin aldığı bu kısıtlayıcı kararı protesto amacıyla silahlı terör eylemlerine girişti. Filistin yönetimi Nazi liderliği ile işbirliğine girişti. Bu amaçla Kudüs müftüsü Almanya'ya birçok ziyarette bulundu.
Filistin’e de gizli Yahudi göçleri düzenlenmeye başlandı. II. Dünya Harbi'nin müttefiklerin galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin meselesi son safhasına ulaştı. İngiltere daha sonra Amerika’nın yardımını sağladıktan sonra, Filistin meselesini Birleşmiş Milletler'e götürüp, meselenin çözülmesini istedi. BM, Kasım 1947'de Filistin’in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi. Yahudiler bu karari kabul ederken Araplar reddetti. Kudüs şehrine ise BM denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü tanındı. Bu çözüm Arapları tatmin etmedi. İsrail-Filistin Savaşı başladı.
14 Mayıs 1948'de BM paylaşım planı uyarınca David Ben-Gurion tarafından İsrail Devleti’nin kuruluşu ilan edildi. 24 saat sonra, MısırÜrdünSuriyeLübnan ve Irak orduları saldırıya geçerek İsrail topraklarına girdiler.
1949 yılının ilk aylarında BM nezdinde İsrail ile onunla savaşan Arap ülkelerinin her biri (o dönemden beri İsrail’le müzakere masasına oturmayı reddeden Irak hariç) arasında doğrudan müzakereler düzenlendi ve bunların sonucunda bir ateşkes anlaşması imzalandı. Anlaşma uyarınca sahil şeridi, Celile ve tüm Necef İsrail’e, Yehuda ve Samiriye (Batı Şeria) Ürdün’e, Gazze Mısır yönetimine ve Kudüs'ün ise Eski Şehir'in de dahil olduğu doğu kısmı Ürdün’e, batısı da İsrail’e bırakıldı. İsrail'in Filistinliler ile olan gerginliği ise sürmektedir.
İsrail'de 6.110.600 Yahudi vardır. İsrail nüfusunun %20.7'sini Araplar oluşturmaktadır. Son on yılda Romanya, Tayland, Çin, Güney Amerika'dan gelen pek çok işçi İsrail'e yerleşmiştir. Bu işçilerin çoğu yasa dışı ülke sınırlarında oldukları için göçmenlerin kesin nüfusu bilinmemektedir.
1948 yılından beri İsrail hep göç aldı. Alınan bu göçler Dünya'nın başka yerlerinde yaşayan Yahudilerin ülkeye yerleşmesinden kaynaklanıyordu. Fakat son 10 yılda İsrail'de iş imkanlarının artması ve Orta Doğu'da hızla gelişen bir ülke olması pek çok farklı ulustan insanın İsrail'e göç etmesine neden olmuştur. Haziran 2012 itibarıyla 60.000 Afrikalı göçmen ülkeye girmiştir. Göçmenlerin İsrail'e yasa dışı girmeleri hükûmet tarafından tehdit olarak algılandı ve bakanlar toplantısı yapıldı. İsrailliler'in %92'si kentsel alanlarda yaşamaktadır. 2011 yılından itibaren Doğu Kudüs'te yaşayanların nüfusu 250.000 kişi olmuştur. Golan Tepeleri'nde ise bu nüfus 20.000 kişidir.
İsrail kendini Yahudi olarak nitelendiren tek devlettir. Çıkarılan Dönüş Yasası sonucu İsrail vatandaşlığı ülkeye gelen tüm Yahudilere verilir. İsrail nüfusunun %4'ü Yahudi soyundan gelen fakat Yahudi olmayan insanlardan oluşur. Dönüş Yasası böyle kişilere vatandaşlık vermeyi kabul etmiştir. Günümüzde İsrail'deki Yahudi nüfusunun %73'ü İsrail doğumludur. Nüfusun %18.4'ü Avrupa ve Amerika'dan göç eden Yahudilerdir. Geriye kalan %8.6'lık kısım Asya ve Orta Doğu coğrafyasındaki Yahudilerdir




TARİHİ ve TURİSTİK YERLER:

 Kudüs Orta Doğu'da bulunan, Dünya’nın en eski şehirlerinden biridir. Filistin ve İsrail Kudüs'ün kendi başkenti olduğunu iddia etmektedir. Akdeniz ve Ölü Deniz (Lut Gölü)’in kuzey sınırı arasında yer almaktadır. Doğu Kudüs’le birlikte düşünüldüğünde, alan ve nüfus olarak, İsrail’in büyük şehridir. 800.000 üzerinde nüfusa  ve 1251 km² alana sahiptir. Kudüs, üç semavi din olan YahudilikHristiyanlık ve İslam için kutsaldır. Uzun tarihi boyunca, Kudüs, iki defa yok edildi, 23 defa işgal edildi, 52 defa saldırıya uğradı ve 44 defa ele geçirilip tekrar kurtarıldı. Şehrin en eski bölümüne, İsa’dan önce 4. milenyumda ilk yerleşim gerçekleşti. 1538’de I. Süleyman hükümranlığı altında, şehri çevreleyen duvarlar inşa edildi. Bugün bu duvarlar, ErmeniHristiyanYahudi ve Müslüman olmak üzere dört çeyreğe bölünmüş olan Eski Şehri (Eski Kudüs) çevrelemektedir. Eski Kudüs, 1981 yılında Dünya Mirasları arasına girdi ve ayrıca şehir, Tehlike Altında Olan Dünya Mirasları arasındadır. Modern Kudüs, Eski Kudüs’ün sınırlarını aşarak çok büyümüştür. Sünni Müslümanlar için Kudüs üçüncü en kutsal şehirdir. İslamiyet’te Kudüs, Milattan Sonra 610 yılında ilk Kıble olmuştur ve Kur’an’a göre Peygamber Muhammed, 10 yıl sonra Miraç’a bu şehirden çıkmıştırKudüs, Yahudiler için en kutsal şehirdir çünkü kutsal kitaplarına göre, İsrail Kralı Davud, Milattan Önce Kudüs’ü Birleşik İsrail Krallığı’nın başkenti olarak inşa etti ve oğlu Kral Süleyman, İlk Tapınağı şehrin içinde kurdu. Hristiyanlar için Kudüs’ün kutsallığı, İncil’e göre İsa’nın bu şehirde çarmıha gerilmesinden ve 300 yıl sonra Azize Helena’nın İsa’nın hayatındaki hac noktalarını belirlemesinden gelmektedir. Sonuç olarak, küçük bir alan olmasına rağmen, Eski Kudüs, birçok dini önem taşıyan noktalara sahiptir. Bunların arasında, Tapınak Dağı, Ağlama Duvarı, Kutsal Mezar Kilisesi, Kubbet-us-Sahra ve Mescid-i Aksa vardır.

Tel Aviv-Yafa: Sıklıkla kullanılan adıyla Tel Aviv, 391.300 nüfusuyla İsrail'de bulunan ikinci büyük kent ve İsrail'in başkentidir.  Kent, İsrail'in Akdeniz kıyılarında bulunur. Yüzölçümü yaklaşık 51,8 km² kadar olan şehir, ayrıca üç milyonluk Guş Dan metropolündeki en kalabalık ve en geniş kenttir. Kentin yönetimini Tel Aviv-Yafa belediyesi üstlenmekte olup, kentin şu anki belediye başkanı Ron Huldai'dir.
Tel Aviv, 1909 yılında liman kenti Yafa'nın bitiminde kuruldu. Zamanla büyüyen Tel Aviv, Yafa'dan ayrılmaya başladı. Bu dönemde bölgede özellikle Araplar yaşamaktaydı. İsrail'in bağımsızlığından iki yıl sonraki 1950 yılına gelindiğinde Tel Aviv ve Yafa, aynı belediyeye bağlandı. 2003 yılında ise kentteki Beyaz KentUNESCO tarafından Dünya Miras Listesi'ne alındı. Tel Aviv’de yasayanlara Tel Avivim denir.
Tel Aviv küresel bir kenttir. İsrail'in ekonomik olarak merkezi olan kent ayrıca İsrail Borsası'na da ev sahibidir. Ayrıca şehirde birçok şirket ve araştırma merkezleri bulunur.  Bunların dışında turistik bir kent olan Tel Aviv'de onlarca plaj, bar, kafe ve market yer alır. Kentin lakabı, sürekli akan trafiği ve sürekli açık olan mağazaları nedeniyle "uyumayan Akdeniz şehri" olarak anılır. Bir finans, sanat ve iş merkezi olan Tel Aviv, Orta Doğu'nun en büyük ikinci kent ekonomisine sahiptir. Öyle ki, dünya küresel kentler sıralamasında birçok kenti geride bırakarak kırk ikinci sıraya yerleşmiş durumdadır. Yine bölgedeki en pahalı kent olan Tel Aviv, tüm dünyadaki on dördüncü pahalı bölgedir.

Akka: İsrail'in kuzeyinde Akdeniz kıyısında bir şehir. Nüfusu 45.000 civarıdır (2003). Müslüman ArapDürziHıristiyanlar ile Yahudiler'in birlikte yaşadıkları bir şehirdir. AcreAkko, Batı dilleri ile İbranice'deki isimleridir (Helenistik dönemde Ptolemais ya da Antiochia Ptolemais).
Şehir  Mısır firavunu III. Tutmose (MÖ 1504-1450) zamanından başlayarak, dünya tarihinde sürekli olarak yerleşilmiş en eski yerlerden biridir. Eski çağlarda Kenan halkı ve İbraniler tarafından kullanılmış; Eski YunanRomaArapTolunoğullarıHaçlı ve 1517'de Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim'in fethinden itibaren 1918'e kadar yeniden Türk hakimiyetine girmiş, İsrail'in kuruluşuna kadar da İngilizler'in denetiminde kalmıştır. Tolunoğlu Ahmed Bey Dönemi'nde olunoğulları Devleti'nin en büyük deniz üssü burada kurulmuştu.
Napolyon1799'da kaleyi kuşatmış, ancak Cezzar Ahmed Paşa'nın dillere destan direnişi karşısında başarısız olarak ordularını geri çekmek zorunda kalmıştır.
Akka'yı çevreleyen kalın savunma duvarları, Cezzar Ahmed Paşa tarafından inşa edilmiştir.
Şehrin tarihi bölgeleri 2001 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir

Hayfa: Hayfa İsrail'in kuzeyinin en büyük şehri ve ülkenin üçüncü büyük şehridir.
İsrail'de yoğun olarak Arap nüfus barındıran bir kenttir. İbranilerRomalılarAraplar,HaçlılarOsmanlılar Hayfa'yı yönetimlerinde tutmuşlardır. Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın kenti tekrar ele geçirmesi öncesinde Hayfa 1799'da Napolyon Bonapart tarafından da işgal edilmiştir.
Kutsal Kitaplarda geçen Kermil Dağı Hayfa'dadır. Bu dağda HristiyanlıkMüslümanlıkiçin kutsal bir kalıntı olan İlyas Peygamberin mağarası vardır.
Ayrıca bu dağ yamaçlarında Bahai Dininin Dünya Merkezi ile güzelliğiyle tanınmış bahçeleri ve terasları vardır.

Lut Gölü: Lut Gölü  veya Ölüdenizyeryüzü'nün en alçak ve üçüncü en tuzlu gölüdür.Günümüzde akarsularla beslenmeyen ve 600 km² civarında bir alanı kaplayan Lut Gölü, Afrika-Suriye ayrımındaki en alt noktada yer alır. Lut Gölü'nün tabanı, su derinliği çok fazla olmasa da (yaklaşık 376 metre), göl seviyesi deniz seviyesinden 350 metre aşağıdadır. Bu büyük tuzlu göl, karşılıklı uzak noktalarından 80 km/18 km genişliktedir. Aslında göl, eski Lisan Denizi’nin bir parçasıdır.
Su seviyesindeki çekilme eski zamanlarda yılda ortalama 18 cm iken, bugün bu değer İsrail ve Ürdün'ün artan içme suyu ihtiyacı nedeniyle, yıllık 50 cm civarına yükselmiştir. Lut Gölü %28 ile %33 arasında değişen tuz oranıyla (Akdeniz %3) Antarktika'daki Don Juan Gölü (%40'ın üzerinde) ve Asal Gölü'nden (%35) sonra dünyadaki en tuzlu üçüncü göldür.

Kubbet-üs Sahra

İsrail'den ne alınır?
Tüm semavi dinler için önem taşıyan ülkeden kupa, magnet ve anahtarlık gibi hediyeliklerin yanı sıra tespih, kaç, ikona gibi dini semboller işlenmiş ürünler de alabilirsiniz.

İsrail'de ne yenir?
İsrail mutfağı, hem yerel yemekler hem de dünyanın her yerinden İsrail'e gelen Yahudi göçmenlerin yemeklerinden oluşur. 1948'de İsrail devletin kuruluşundan ve özellikle 1970'lerin son yıllarından beri bir İsrail füzyon mutfağı oluşmuştur.
İsrail mutfağı, Yahudi mutfağı (özellikle Mizrahi, Sefarad ve Aşkenaz mutfakları)'nın pişirme stillerini benimsemiş ve aktarmaya devam ediyor; Irak YahudiEtiyopya YahudiHindistan YahudiFars Yahudi ile Yemen Yahudi etkileri de vardır. Geleneksel olarak Arap, Ortadoğu ile Akdeniz mutfaklarında tüketilen gıdaları dahil eder ve felafelhumusşakşukakuskus ile zatar gibi gıdalar İsrail mutfağı ile ilişkili olmuşlardır.



Gezginler için pratik bilgiler:
-İsrail'in yerel para birimi Şekel'dir. Yanınızda Dolar götürerek yerel para birimini İsrail'den temin edebilirsiniz.
-Yeşil pasaportlu Türk vatandaşları İsrail'e vizesiz giriş yapabilmektedir. Normal pasaport sahiplerinin ise İsrail vizesi almaları gerekmektedir.
- Ülkeye girebilmek için pasaport son geçerlilik tarihinin seyahat süresine ek olarak 6 ay daha geçerli olması gerekmektedir.

FOTOĞRAFLAR
 
Hayfa

Ölü Deniz
Akka