Özbekistan


İpek yolunun ortasında, doğu ile batının kaynaşma noktası ve zengin Orta Asya medeniyetinin mücevherleri Hive, Buhara, Semerkand ve Taşkent şehirleridir.

Tempo Tur ile 2006 yılından beri turlar düzenlediğimiz Özbekistan; Yeni İpek Yolu Projesi ile Çin ve Avrupa arasında tekrar dünyanın cazibe merkezi olmaya başladı.




Kansav Arslan
Hive Şehri, Tempo Tur ile 2017 Özbekistan gezisi


ÖZBEKİSTAN

Nüfus:
 31,500,000

Yüzölçümü: 448.978 km2 

Din:  Nüfusun %96'sı Müslüman’dır. Ülkede %2 oranında Ortodoks nüfus yaşamaktadır.%2 oranında diğer dinlere mensup insan bulunmaktadır.

Diller: Ülkenin resmi dili Özbekçedir. Karakalpakça ve Rusça da konuşulur.

Başkent: Taşkent. Nüfusu: 2,300,000

Sınırları: Denize kıyısı olmayan ülkenin komşuları kuzeyde ve batıda Kazakistan, doğuda Kırgızistan ve Tacikistan ile güneyde Afganistan ve Türkmenistan'dır.

İklimi: Diğer Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi iklimi, yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve karasal iklimdir. Senelik ortalama yağış miktarı 200 mm’dir. Yazlar uzun, kışlar ise kısadır. Yazın sıcaklık sık olarak 40°C’nin üzerine çıkar. Kışın ara sıra don görülür.

Doğal Kaynaklar:  Özbekistan yeraltı zenginlikleri yönünden önemli bir ülkedir. Gazlı, Carkak, Mubarak’ta doğalgaz, Fergana Vadisi ve Aşağı Surhan-Derya’da petrol, Angran’da kömür, Almalık ve Kaytaş’ta bakır, çinko, kurşun, molibden ve Muruntau’da bol miktarda altın yatakları vardır. Nuratav’dan çıkarılan Gazgan mermeri güzelliği ve dayınıklılığı ile meşhurdur.

Özbekistan Bayrağı



Türkler;  Orta Asya veya Türkistan  olarak adlandırlan Türkler'in anayurdu olan bölgeden batıya doğru göç etmişler ve yüzyıllar boyunca Büyük Hun İmparatorluğu'ndan başlayarak, Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar birçok devlet kurmuşlardır.

Türkiye Cumhuriyeti "Cumhurbaşkanlığı Forsunda" bulunan 16 yıldız, aşağıda isimleri yazan devletleri temsil etmektedir.


Büyük Hun İmparatorluğu (M.Ö. 204-M.S. 216)Büyük Hun İmparatorluğu (M.Ö. 204-M.S. 216) 
Batı Hun İmparatorluğu (M.S. 48-216)Batı Hun İmparatorluğu (M.S. 48-216) 
Avrupa Hun İmparatorluğu (M.S. 375-469)Avrupa Hun İmparatorluğu (M.S. 375-469) 
Ak Hun İmparatorluğu (M.S. 420-552)Ak Hun İmparatorluğu (M.S. 420-552) 
Göktürk İmparatorluğu (M.S. 552-745)Göktürk İmparatorluğu (M.S. 552-745) 
Avar İmparatorluğu (M.S. 565-835)Avar İmparatorluğu (M.S. 565-835) 
Hazar İmparatorluğu (M.S. 651-983)Hazar İmparatorluğu (M.S. 651-983) 
Uygur Devleti (M.S. 745-1368)Uygur Devleti (M.S. 745-1368) 
Karahanlılar (M.S. 940-1040)Karahanlılar (M.S. 940-1040) 
Gazneliler (M.S. 962-1183)Gazneliler (M.S. 962-1183) 
Büyük Selçuklu İmparatorluğu M.S. 1040-1157Büyük Selçuklu İmparatorluğu M.S. 1040-1157 
Harzemşahlar (M.S. 1097-1231)Harzemşahlar (M.S. 1097-1231) 
Altınordu Devleti (M.S. 1236-1502)Altınordu Devleti (M.S. 1236-1502) 
Büyük Timur İmparatorluğu (M.S. 1368-1501)Büyük Timur İmparatorluğu (M.S. 1368-1501) 
Babür İmparatorluğu (M.S. 1526-1858)Babür İmparatorluğu (M.S. 1526-1858) 
Osmanlı İmparatorluğu (M.S. 1299-1922)Osmanlı İmparatorluğu (M.S. 1299-1922)

Günümüze kadar birçok devlet kurmuş olan Türkler; içerisinde Türk adı geçen sadece üç devlet kurdular :
Göktürkler (552- 745),
Türkiye Cumhuriyeti (1923) ve
Sovyetlerden ayrılan Türkmenistan (1991).



Özbekistan'da,  1991 yılında düzenlenen referandumla Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını kazanmıştır.

Cengiz Han'ın torunlarından Batu Han tarafından kurulan Altın Ordu Devleti'nın (1227-1502) başına 9. han olarak 1313 tarihinde Özbek Han geçmişti.

Özbek Han; ilk günlerden başlayarak kararlı ve sert bir siyaset gütmüş, Kutlug Timur Noyan'ın nasihatleri sayesinde kısa bir zamanda birçok rakip ve düşmanlarından kurtulmuştu.

Özbek Han'ın orduları 1314'te, 
BulgarKralı Sventoslav'ın ölümünden sonra, Kral George Terter'e Bizans'a karşı yardım bahanesiyle Trakya'ya, 1330’da Terter'in Sırplarla olan savaşında ona yardımcı olmak gayesiyle  Köstendil'e kadar ilerlemişti. Bu arada bazı hükümetlerle evlilik yoluyla da bağlar kurarak durumunu güçlendirmeye çalışmıştır. Mesela 1320’de kızı Tulun Bige'yi Kahire'ye zevce olarak göndermiş, bu arada Bizans'tan da kızlar almıştır.


Özbek Han 1335 yılında Azerbaycan seferine çıktı. Bu sırada Bağdat Hatun tarafından zehirlenen Ebu Said ölmüş ve İlhanlı Moğol hâkimiyeti de çökmeye yüz tutmuştu. 

14. yüzyıl İran tarihçisi ve coğrafyacısı Hamdullah Kazvini, Azerbaycan'a yapılan seferden söz ederken Özbek Han'ın askerlerine, “Özbekler” dendiğini kaydeder. 

İbn Batuta, Özbek Han'dan bahsederken; "geniş bir ülkesi, kuvvetli bir ordusu olan şanlı, şöhretli ve devletli bir sultan olup, Tanrı'nın düşmanlarından biri olan Bizans İmparatoru ile savaşa, cihat ve gaza etmeye vazifeli bulunmaktadır. Ülkesi gerçekten pek geniş ve büyük şehirlerle donanmıştır. 

KefeKırımMacarAzakSogdakHarezm ile taht kenti Saray bunların en meşhurları olarak sayılabilir" demektedir. Gerçekten Özbek Han, İdil kıyısındaki Saray kentini çok geliştirmiş ve büyütmüştür. Bu şehre yeni camilerin yapılmasını sağlamıştır. Sadece İdil kıyısında değil, Kırım'da da yeni binalar yaptırmıştır. Onun zamanında bütün Deşt-i Kıpçak boylarında Türkçe konuşulduğu da bilinmektedir.

Özbekistan 1991 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra gelişmiş ülkelerle özellikle ekonomik anlamda ilişkiler kurmuştur.  Çok eskiye dayanan köklü devlet geleneği sayesinde bağımsızlığını kazandıktan kısa süre sonra Türkistan bölgesinin güçlü devleti haline gelmiştir ve günümüzde de Orta Asya liderliği konusunda Kazakistan ile rekabet halindedir. 

Türkistan ile Türkmenistan'ı birbirine karıştırmamak gerekir. Türkmenistan günümüzde Orta Asya yani Türkistan bölgesindeki bir devlettir.  Türkistan ise Türklerin ana yurdu, günümüzde farklı lehçelerde olsa bile Türkçe konuşan devletlerin bulunduğu coğrafyanın adıdır.

Turan veya Türkistan ne demektir biraz daha inceleyelim,

Türkistan sözü çok eski dönemlerden beri Orta Asya tarihinde de zikredilmiştir, 6.asır sonrası İran edebiyatında sık sık rastlanmaktadır.
Arap seyyahı Yakubi 891 senesinde yazdığı ‘’Kitab-al-buldan’’ adlı eserinde , Türkistan deyimiyle İdil (bugünkü Volga) nehrinden itibaren Tanrı Dağlarının doğu tarafından kalan toprakları tarif edilmektedir. 

İranlıların uzak geçmişlerini anlatan ‘’Avista’’ destanında Türkistan ve Turan sözleri kullanılmıştır. ‘’Avista’’ya göre, Tanrı dağlarının doğusunda, Volga (İdil) nehri ile Seyhun (Siri Derya) ve Ceyhun (Amu Derya) nehirleri arasında  Horasan'a kadar devam eden topraklar Turan veya Türkistan'dır. 

Kaşgarlı Mahmut, ‘’Divan-ı Lugat-ı Türk’’ adlı eserinde Bilad-al Türk’ün sınırlarını Çin'den, Hazar Denizi'ne, Bizans ve Rus topraklarına kadar devam eden bölge şeklinde tarif etmektedir. 

Rus Türkologu Malov, ‘’Türkler milattan önce 5.yüzyılda büyük ölçüde şimdi yaşadıkları yerlerde yaşamaktaydılar’’ demiştir.

Türkistan, Hunlar ve Gök-Türkler zamanından beri Dünya Türklüğünün merkezi olarak tarih sahnesinde rol oynamaktadır.  Karahanlılar zamanında ‘’Turan’’ sözü Türkistan manasında kullanılmıştır. 

8.asırda Türkistan'da İslamiyetin başlamasıyla birlikte Araplar bu bölgeye ‘’Biladal-Türk’’ ismini vermişlerdir ki bu da Türk yurdu yani Türkistan manasına gelmektedir.

Horasan ise günümüzde İran sınırları içerisinde; İran'ın doğusunda ve kuzeydoğusunda yer alan bölgeye verilen isim. Farsça bir kelime olan Horasan "Güneşin yükseldiği yer" anlamına gelir. 

Özbekistan'da 1991 yılında Türkistan bölgesinde kurulmuş bir devlettir.


Özbekistan nüfusunu 60 kadar farklı etnik grup meydana getirir. Nüfusun % 71,4’ünü Özbekler, % 10.8’ini Ruslar, % 4’ünü Kazaklar, % 3,9’unu Tacikler, % 9.9’unu diğer etnik gruplar meydana getirir. Şehirleşme hızlı olmasına rağmen, Özbeklerin dörtte üçü kırsal kesimde oturur. Orta Asya’nın en büyük yerleşim merkezi olan Taşkent’te en çok yaşayan etnik grup Ruslardır. Özbekistan’ın en önemli şehirleri Semerkand, Buhara, Hive ve Hokand’dır.

Özbekistan’da eğitim ve kültür Rusya’nın etkisi olmasına rağmen büyük gelişme göstermiştir. Taşkent Üniversitesi 1920’de kurulmuştur. Günümüzde üniversite sayısı 46’ya ulaşmıştır. Orta öğretimin mecburi olduğu Özbekistan’da okuma-yazma oranı % 100’e yakındır. Özbekistan üniversiteleri büyük ilim merkezleridir.
Ruslar, Özbekistan’ı ele geçirdikten sonra Türklerdeki milli şuuru ve dine olan bağlılığı ortadan kaldırmak için bütün her şeylerini seferber ettiler. Bunun için baskının dışında kullanılan en yaygın metod Ruslaştırma metoduydu. Ruslaştırma metodu ise önce Rus dilini çok yaygın hale getirmek şeklinde yürütüldü. Fakat bunlara rağmen Müslüman Türkler inançlarını ve milli duygularını kaybetmediler. Özbekistan’ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra dini yasaklar kaldırıldı ve birçok cami, mescit ve medrese açıldı ve dini faaliyetler belirgin bir şekilde arttı.

Özbekistan ekonomisi; pamukaltınuranyum ve doğal gaz dahil olmak üzere ağırlıklı olarak meta üretimine dayanır. İpek yolunun ortasında, doğu ile batının kaynaşma noktası ve zengin Orta Asya medeniyetinin mücevherleri Hive, Buhara, Semerkand şehirleri günümüzde hızlı bir gelişim içerisindedir.

Özbekistan’ın Semekand ve Buhara şehirleri tarih boyunca ilim ve kültür merkezi olmuştur. Bunun tesirleri günümüzde hala devam etmektedir. Bu şehirlerde; Biruni, Uluğ Bey, Kadızade-i Rumi, Ali Şir Nevai, Gıyaseddin Cemşid Kaşi eş-Şirazi, Ubeydullah-ı Ahrar, Necmeddin-i Kübra gibi alim ve ilim adamları yetişmiştir.



TARİHİ ve TURİSTİK YERLER:

Taşkent: Orta Asya'nın nüfus bakımından en büyük kenti olan Taşkent, eski Sovyet Cumhuriyetleri içinde de MoskovaSankt-Peterburg ve Kiev'den sonra dördüncü büyük kenttir. 1966 yılında yaşanan yıkıcı depremin ardından kent, büyük ölçüde yeniden inşa edilmiştir.
Geniş yolları, yeşil alanları, park-bahçeleri, düzenli yerleşimi, düzenli ve sağlam altyapısı ile kent, Sovyet şehir planlamacılığının en önemli örneklerinden biridir. Çok sayıda tiyatro, konser, sinema salonları ve üniversiteler bulunan Taşkent, Orta Asya'nın kültür başkenti sayılabilir. Şehir Sovyetler Birliği zamanında Orta Asya'nın Paris'i olarak nitelendirilmiştir.
VI. yy.da yapılmış olan Kukeldaş Medresesi, Barak Han Medresesi, Keffal Sasi Türbesi, Kaht-i Imam Cami, Taşkent’in en canlı pazarı olan Çar-Su Halk Çarşısı, özgürlük meydanı ve Timur’un doğumunun 660. Yılı anısına Başkan İslam Kerimov tarafından 1996'da açılmış Timurlar Tarihi Müzesi kentte görülmesi gereken yerler arasındadır.

Buhara:  Orta Asya'nın en eski yerleşim bölgelerinden olan ve günümüzde Özbekistan sınırları içinde bulunan tarihi şehirdir. Arkeolojik bulgular şehrin tarihinin en az 2500 yıl civarında olduğunu göstermiştir. Şehirde yapılan Arkeolojik kesit çalışmalarında yaklaşık 20 m kadar derinlikteki alt katmanda; kamusal binalar, askeri tahkim yapıları, çanak-çömlek ve madeni paralar gibi çeşitli arkeolojik buluntulara rastlanılmıştır.

Bölgenin en eski yerleşim birimlerinden biri olan Buhara, efsanelerle karışmış kadim bir tarihe sahip olup, en-Narşahî’ye nazaran ilk sâkinleri Türklerdir. Aynı müellif, efsanevi Turan padişahı Afrasyab’ın (Alper Tunga) zaman zaman Buhara’da ikamet ettiğini, mezarının dahi bu şehirde bulunduğunu kaydetmiştir ki bu rivayetler bölgedeki Türk varlığının çok eskilere dayandığına işaret etmesi bakımından önemlidir.

Sadece eski tarihiyle değil, fiziki ve coğrafi yapısı; sanatsal ve mimari dokusu; sur ve kalesi; sulama kanalları; ekonomik, zırai ve ticarî potansiyeli; köşk, saray ve pazarları ve yetiştirdiği alim ve sanatkarları ile de her dönemde kendisinden söz ettiren Buhara, uzun yıllar Akhunlar, Göktürkler ve Türgişler gibi Türk devletlerinin hakimiyetinde kalmıştır.

 Maveraün-nehir’in en önemli kültür ve medeniyet merkezi haline gelen şehir, söz konusu devletlerin inhitat dönemlerinde yaşanan siyasi kargaşa ve otorite boşluğunda bile bu yapısını muhafaza etmiş, bölgede hüküm süren çoğu Türk kökenli mahalli hükümdarların veya beylerin idaresinde bölgenin en önemli şehirlerinden biri olma özelliğini sürdürmüştür.

Nasreddin Hoca HeykeliLeb-i, Havuz Külliyesi, Orta Asya’daki en büyük medrese olan Kukeltaş Medresesi ve 16.yy ve 17.yy’da yaptırılan Nadir Divan Bey Medresesi , tarihi 5.yy’a dayanan eski şehir bölgesi; Buhara Ark Kalesi, Hz. Eyüp’ün mezarının olduğuna inanılan Çeşme-i Eyüp Türbesi, 9.yy’da Orta Asya’daki en eski camilerden olan Magaki Attari Cami ve ünlü astronom ve matematikçi Uluğ Bey tarafından yaptırılan Uluğ Bey Medresesi kentte görülmesi gereken yerler arasındadır.

Semerkant: Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Semerkant, antik Yunanların Marakanda isminde tanıdığı, M.Ö. 14. yüzyıllarında Zeravşan'nın verimli ovasında bir vaha şehri Persler tarafından kurulmuş ve uzun süre Ahameniş İmparatorluğu'nda önemli bir rol oynamıştır. Eskiçağ'da Soğdlar'ın yaşadığı, M.Ö. 329'da Büyük İskender tarafından alınmştır. Semerkant 6. yüzyılda bir Türk Yabguların etki alanları içindeydi.

İpek Yolu'nun önemli bir kavşağında kurulan kent, tarih boyunca gezginlerin uğrak noktası olmuştur. 14-15. yy'lar Semerkant'ın altın dönemi olarak kabul edilir. Semerkant, 1868'de Ruslara geçerek Türkistan'a bağlandı. 1924'ten 1930'a kadar Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin başkenti oldu.

Semerkant'ta İslam Mimarisinin en güzel örnekleri bulunur. Şehir UNESCO Dünya Miras Alanları Listesi'ne eklenmiştir.

Antik Semerkant'ın kalbi Registan, Telkari (Tilyo Kori) Medresesi ve Sirdari Medreseleri, Hoca Hızır Sarayı, Sah-i Zinde Türbeleri ile Timur İmparatorluğu'nun 4. sultani Uluğ Bey’in gözlem evi; Uluğ Bey Rasathanesi Müzesi ve Semerkand'ın kuzeyindeki en eski yerleşim yeri olan tarihi Afrasyab Harabeleri görülmesi gereken yerler arasındadır.

Buhara Kale Surları

Özbekistan'dan ne alınır?
Özbekistan'dan alınabilecek ürünler arasında kurutulmuş meyveler, ot ve baharatlar gibi damak zevkine hitap eden ürünlerin yanı sıra yerel kıyafetler, kalpaklar ve meşhur Buhara bıçakları sayılabilir.

Özbekistan'da ne yenir?
Özbek sofrasında meyveler önemli yer tutar. Ülkede bol miktarda yetiştirilen üzüm, kayısı, şeftali, armut, kavun, karpuz, ceviz, erik, kiraz, ayva, incir, taze olarak tüketilmesi yanında; kurutma, reçel-marmelât olarak da sofralara getirilir. Son zamanlarda bazı yörelerde limon, portakal, mandalina ve hurma da yetiştirilmeye başlanmıştır.
Özbekler, süt ve sütün türevlerinden yapılan besin maddelerine büyük önem verirler. Ülkede en çok koyun ve keçi ile sığır, bazı yörelerde at ve deve de yetiştirilir. Bunların sütlerinden kımız ve şubat yapılarak tüketilir. Sütten yapılan ekşimik, çökelek, katık, sızma, kaymak vb. zevkle tüketilen yiyeceklerdir.

Özbek yemekleri çok doyurucu ve yüksek kalorilidir. Yemeklerde çok miktarda soğan vardır. Mantı ve yemeğe girecek kıymada ince kıyılmış soğan kullanılır.
Sos ve garnitür geleneksel Özbek mutfağında yok denecek kadar azdır. Esas yemekler ya kızartılır, ya da kendi suyunda pişirilir.
Ana yemekle geleneksel pilav çeşitlerinden birisi ya da mantı mutlaka ikram edilir. Pilavın bu mutfakta özel bir yeri bulunmaktadır. Onlarca çeşidi olan pilavın her yörede ayrı ve kendine özgü yapılış şekli vardır. Semerkand, Buhara, Fergana yöresi pilavları malzeme ve pişirme tekniği yönünden farklıdır.
Özbek mutfağında yemek pişirilmeden önce kuru soğan, havuç, kemikler ayrı ayrı pişirilir ya da kaynatılır.  Et genelde kemikli pişirilir. Kemik suyunda şifa olduğuna inanılır. Buhara yöresinde eti yağda kızartıp soğanla servis yapmak âdettendir.

Özbek milli yemeklerinde Orta Asya’daki diğer Türk asıllı toplulukların mutfağına nazaran daha çok baharat kullanılır. Anason, çörek otu, safran, taze ve toz biber, karabiber, maydanoz, dereotu, Orta Asya nanesi, kungut tohumu, en çok da rey- han vb. otlar ülke genelinde yerel ve ticari mutfakta yaygın olarak tüketilmektedir. Son zamanlarda bu baharatlı ve aromalı bitkilere karanfil, hardal, tarçın, kişniş ve defne yaprağının da ilave edildiğini görmekteyiz.

Özellikle Fergana ve Taşkent çevresinde oturan Özbekler acı ve keskin baharatlı yemeklerden hoşlanırlar. Kırmızı ve karabiber, çörek otu vb. acı ve aromalı baharatlar yemeklerin ayrılmaz bir parçası olarak görülür ve tüketilir.

Etli ve sebzeli, baharatlı bir pilav olan Özbek Pilavı, etli erişteden yapılan norin, şaşlık ve maş horda çorbası da ünlü Özbek yemekleri arasındadır.

Özbek Pilavı

Gezginler için pratik bilgiler:
- Özbekistan'ın yerel para birimi Som'dur. Yanınızda Dolar götürerek yerel parayı Özbekistan'dan temin edebilirsiniz.
- Türk vatandaşları Özbekistan'a vizesiz giriş yapabilmektedir.
- Ülkeye girebilmek için pasaport son geçerlilik tarihinin seyahat süresine ek olarak 3 ay daha geçerli olması gerekmektedir.
- Özbekistan'daki elektrik sistemi Türk tipi fişler ile uyumludur. Herhangi bir adaptöre ihtiyaç duymaksızın elektronik eşyalarınızı prize takabilirsiniz.


FOTOĞRAFLAR










Kansav