Hızla Büyüyen Çin

1978’de başlayan dönüşüm süreci Çin’i 2008 yılında dünyanın dördüncü büyük ekonomisi konumuna getirmiştir. Söz konusu dönüşüm, bölgesel ve küresel düzeydeki ilişkilerini kullanmasını bilen Çin’i küresel aktöre de dönüştürmüştür.

2008 Pekin 29. yaz olimpiyatları, dördüncü büyük ekonomik güç olan Çin’in küreselleşme sürecinin vitrinindeki imajını tekrar ön plana çıkarmış, onun dünya ile bütünleşmek yönündeki isteğini ve yeterliliğini yeniden tartışma konusu yapmıştır. Çin’in geçirmiş olduğu son otuz yıllık süreç sorgulanmakta ve geleceğe yönelik sonuçlar çıkarılmaya çalışılmaktadır. Bilindiği gibi, ülkeyi planlı ekonomiden pazar ekonomisine doğru götüren sürecin ilk adımı, 1978 yılında Çin Komünist Partisi’nin 2. Kongresi’nde DENG Xiaoping’in iktidara gelmesi olmuştur. DENG Xiaoping “zenginleşmeleri” yönünde yaptığı çağrı ile potansiyel burjuvaziye, Çin’de yapılması planlanan dönüşümün ilk işaretlerini vermiştir. Ancak reformların “Sosyalist pazar ekonomisi” modeline dönüşmesi, Deng Xiaoping tarafından 1992’den itibaren atılan ileri adımlarla olmuştur. Sosyalist pazar ekonomisi modeliyle tarımda, sanayide, bilim-teknolojide ve savunmada modernleşme yönündeki reformlar Deng Xiaoping’in 1997’de ölümünden sonra da devam ettirilmiştir. Sosyalist pazar modelini yerleştirmeyi hedefleyen, toprak edinme ve özel mülkiyet hakkının tanınması, bazı alanlarda devlet tekelinin kaldırılması, Şangay Borsası’nın açılması, dış ticaretin kolaylaştırılması, ulusal para birimi Yuan’ın konvertibilitesi ve de DTÖ’ne üyelik gibi atılımlar, Çin’in iktisadi açılımının önemli aşamalarını oluşturmuştur.

2008 krizi sonrasında başta ABD olmak üzere tüm gelişmiş ülkeler para politikalarında o tarihe kadar görülmemiş ölçüde parasal genişlemeye gittiler. Sonuçta merkez bankalarının bilançoları rekor boyutlara ulaştı.

Rus Lideri Putin, Çin dünyanın en büyük ekonomisi olacak !
2017 Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Zirvesi’nin ardından konuşan Rus lideri Putin, zirve kapsamında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldiğini anlatarak, “Sayın Şi Cinping, bana Çin Komünist Partisi’nin son kurultayı ve Çin’in kısa vadedeki planları hakkında bilgi verdi. Bu bizim için çok önemli, çünkü Çin en büyük ticari ortağımız. Önümüzdeki yıllarda dünyada ilk sırayı alacak bu büyük ekonominin nasıl ve nereye ilerlediğini anlamak bizim için önemli” ifadelerini kullandı.


Çin başkanı Jinping ve Putin





Çinliler Merseces'i satın aldı !!
İsveç'in köklü otomobil üreticisi Volvo'yu bünyesine katarak otomobil dünyasında kartlarını büyük oynayan Geely, 2017 yılında bu kez de Alman Daimler AG'nin yüzde 10 oranında hissesini satın aldı. Mercedes'in de üreticisi olan Daimler AG'nin, bu anlaşmayla birlikte en büyük ortaklarından biri Geely oldu. Geely'den yapılan açıklamaya göre, Daimler AG'nin yüzde 10 oranındaki hissesinin maliyeti Çinli şirkete 7,3 milyar euro olmuş. Bu rakam, bir otomobil firmasının satış oranına kıyasla kazandığı en yüksek meblağlardan biri olarak dikkat çekiyor. Mercedes hisseleri birçok yatırımcı tarafından paylaşılmış ve şuan Çinlilerin elinde %10 hisse olmasına rağmen, Mercedes şirketinin en büyük hissedarlarından biri oldular.





Mercedes Ne Kadar Alman ? Şirketin 2018 yılı www.daimler.com resmi internet sitesinde şirket hisse ortaklarının yapısı hakkında; %30 Alman vatandaşı, %30 Almanya harici Avrupa vatandaşı, %17 ABD vatandaşı, %12 Asyalı, %7 Kuveytlilerin şirkete sahip olduğunu görüyorsunuz. Yani Mercedes'in ortaklarının %70'i Almanya vatandaşı değiller.



Yeni İpek Yolu Projesi



İpek Yolu Tekrar Oluşturuluyor;
TEK KUŞAK,TEK YOL ifadesiyle geniş anlamda yatırımın ifadesi anlamına geliyor.  Büyüyen Çin ekonomisinin kendine yeni pazarlar ve genişleme  noktasında günümüzde bir  uygulama noktasında  bir adımdır. Yeni İpek yolu projesi Çin  önderliğinde  Asya ,Afrika  ve oradan  Avrupa’ya bağlama noktasında geniş kapsamlı Yeni İpek Yolu Projesi bölge ülkeleri nezdinde özellikle  Asya , Afrika ve  Avrupa’yı birbirine bağlamayı  planlanmaktadır. Proje  kapsamında  liderler  Pekin’de bir araya geldi.  Bu bağlam noktasında  geçiş  güzergahında olan ülkelerin plan dahilinde  ekonomik olarak etkilenmesi  ve  ülkelerin  ekonomisinin  canlanması  planlanmaktadır. Yeni İpek Yolu Projesi kapsamında yer alan ülkelerin bu bağlamda etkilenmesi öngörülmektedir.  Bu projede yer alacak ülkelerin gelişmekte  olan ülkeler olması sebebiyle ülkelerin kendi ekonomileri canlanması gelişmesi söz konusu Özellikle  alt yapı anlamında ülkeler açısında büyük öneme sahip. Bölge ülkelerinin bu proje ile yeni stratejiler belirlemesi kaçınılmaz olacaktır. Avrupa ne kadar tedirgin olsa da Asya, Afrika ülkelerinde olumlu karşılanmaktadır.

2050 yılında dünyanın en büyük ekonomileri sıralaması bugünden çok farklı olacak. Öncelikle ilk sırayı Çin'in alacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. İkinci ve üçüncü sırada ise sırasıyla, Hindistan ve ABD'nin olması beklenmekte. Dördüncü sıra ise sizi şaşırtabilir; şimdilik Endonezya olarak öngörülüyor. 2050 yılına geldiğimizde, İngiltere onunculuğa kadar düşebilir, Fransa ilk 10'dan, İtalya ise ilk 20'den çıkabilir. Bu ülkelerin yerini alması beklenen ülkeler arasında ise Meksika, Vietnam ve Türkiye gösteriliyor.

2017 yılında en büyük ekonomiler sıralaması;

  1. ABD : 18 Trilyon 
  2. Çin : 11 Trilyon
  3. Japonya : 5 Trilyon
  4. Almanya : 3,5 Trilyon
  5. İngiltere : 2,6 Trilyon 
  6. Fransa : 2,4 Trilyon
  7. Hindistan : 2,2 Trilyon
  8. Endonezya : 2,2 Trilyon
  9. İtalya : 1,8 Trilyon
  10. Brezilya : 1,7 Trilyon
    ... Türkiye : 857 milyar Dolarlık GSYH’siyle 192 ülke arasında 17’nci sırada bulunuyor.


Çin; 1990 yılında 360 milyar dolar GSYIH ve kişi başına 360 dolar milli gelirli bir ülkeydi !!!
ABD ekonomisi ise 1990 yılında 6 trilyon dolar gücünde ve Çin'in yaklaşık 20 kat büyüklüğünde bir ekonomiye sahipti.
Çin; 2000 yılında 1,2 trilyon dolar (kişi başına 946 dolar) olan Gayri Safi Yurt İçi Hasılasını;
2007 yılında 3,2 trilyon dolara (kişi başına 2 484 dolar) yükselterek on yıldan az bir süre içerisinde kişi başına düşen GSYİH’sini sekiz kat artırmıştır.
2017 yılında 11 Trilyon dolar GSYIH ve kişi başına 8.000 dolar milli gelir ile 30 yıl içerisinde ekonomik mucizeler gerçekleştirerek ABD'nin ardından dünyanın en büyük ekonomisi olmayı başarmıştır !!

Türkiye ise 2017 yılında 10.743 Dolarlık kişi başına gelirle 192 ülke arasında 58’inci sırada yer alıyorken, Çin yaklaşık 1.5 milyar nüfusu ve 8.000 Dolarlık kişi başına gelirle 192 ülke arasında 65’inci sırada yer alıyor.
ABD ise yaklaşık 350 milyon nüfusu ve 58.000 Dolarlık kişi başına gelirle 192 ülke arasında 8’inci sırada yer alıyor.


İlginizi çekebilecek diğer yazılar için tıklayınız:


2018 Dünya ekonomisi ve Türkiye'nin yeri 1

2018 Dünya ekonomisi ve Türkiye'nin yeri 2

Çin Seddi yazısı